24 Şubat 2014 Pazartesi

Marteniçka Efsaneleri

Marteniçka Efsaneleri


Marteniçka kelimesiyle birçok kişi karşılaşmıştır. Marteniçka nedir? Hangi ülkelerin kültürüdür? Günümüze nereden gelir? Birçok kişi merak eder. 



Marteniçka geleneği Balkanlardaki Bulgaristan, Moldova, Romanya, bazı Ukrayna bölgeleri, Bazı Yunanistan bölgeleri Makedonya, Sırbistan, Arnavutluk gibi ülkelerde yaşatılıyor. Gelenek 1 Mart’ta kırmızı (kan’ı ve hayat’ı simgeler) ve beyaz (saflığı ve mutluluğu simgeler) iplerden, kumaşlardan, boncuklardan çeşitli takılar yapılıp, ilkbaharın habercisi olan leylek veya kırlangıç kuşu görene kadar takılır. Bazı bölgelerde ağaçlar çiçek açana kadar veya ilk çiçekler çıkana kadar takılır. İlkbahar’ın gelmesiyle çiçek açmış ağaca asılır veya bir dereye bırakılır.  Bazı bölgelerde marteniçkalara bir de mavi ip takılır – nazar’a karşı.



Bu geleneğin birçok efsanesi var. Efsanelerden birine göre, Güneş güzel bir kızın şeklinde yeryüzüne inmiş. Bir ejderha onu kaçırıp kendi sarayına hapsetmiş. O zaman kuşların cıvıltısı kesilmiş, çocuklar neşeli oyunlarını oynamaz olmuş ve bütün dünyaya bir üzüntü çökmüş. Genç bir delikanlı Güneşi kurtarmaya karar vermiş. Bütün sene ejderhanın sarayını aramış durmuş. Bulduğunda ise ejderhayı dövüşe davet etmiş.  Epey dövüştükten sonra delikanlı ejderhayı yenmiş ve Güneş’i kurtarmış. Güneş te tekrar gökyüzüne yükselmiş ve bütün dünyayı aydınlatmış. İlkbahar gelmiş, doğa canlanmış, mutluluk tekrar geri gelmiş, ama delikanlı ilkbahara kadar yaşayamamış. Kan’ı karların üzerine akmış ve yaralarından dolayı hayatını kaybetmiş. Kan’ının aktığı yerde ise ilkbaharın habercisi olacak olan kardelenler açmış. Dünyanın kurtarıcısını hatırlamamız için insanlar kırmızı ve beyaz marteniçka yapmaya başlamışlar. Kırmızı rengi aşk, güzellik ve delikanlının kanını sembolize ediyor, beyazı ise kardeleni – ilkbaharın ilk çiçeği.



Başka bir efsaneye göre güzel Bahar  bir gün dolaşırken dikenlerin içinde büyümekte olan bir kardelene rastlamış.  Ona yardım etmeye karar vermiş ve yerde onun büyümesini engelleyen dalları  temizlemeye başlamış. Bunu gören Kış çok kızmış. Ellerini savurmuş ve soğuk rüzgârlarla birlikte karları çağırmış kardeleni yok etmeleri için. Kardelen de buna dayanamayıp solmuş.  İlkbahar kardeleni kurtarmaya çalışmış, ama dikenlerde yaralanmış. Kan’ı kardelenin üzerine düşmüş ve onu canlandırmış. Böylelikle İlkbahar Kış’ı yenmiş.  Marteniçkanın renkleri  beyaz kardelenenin üzerine düşen kan’ı sembolize ediyor.



Bir başka efsane ise daha Roma İmparatorluğuna dayanıyor. O dönemde yeni yıl’ 1 Mart’ta kutlanıyormuş.  Mart ay’ı Mars Tanrısının ay’ıymış. Savaş tanrısı olarak bilinirmiş Tanrı Mars, aynı zamanda tarımın koruyucusu ve doğayı  yenileyeyen Tanrı olarak bilinirmiş. Bu ikili karakteri de marteniçka’nın renklerine yansımış.  Beyaz renk barışı, kırmızı da savaşı sembolize ediyor.



En ilginç olan efsane de 632-638 yılları arasında hüküm süren Büyük Bulgaria hükümdarı olan Kubrat Han dönemine ait. Hayatının sonlarına yaklaşan bulgar hükümdarı Kubrat Han, beş oğlunu çağırıp onlara düşmanları zarar veremesin diye asla ayrılmamalarını öğütlüyor. Zaman geçer ve han vefat eder. O zaman da Hazarlar Bulgarlara saldırıp Kubrat Han’ın kızı Huba’yı kaçırırlar. Hunların o zamanki hükümdarı da bir teklifle kardeşlere gelir. Kendisini  Bulgarların da hükümdarı olarak kabul ederlerse, kızkardeşlerinin kurtarılmasına yardımcı olacak. Kubrat Han’ın oğulları büyük bir sınava tabi tutulurlar ve bunun neticesinde en büyük oğul Bayan kabul edip kızkardeşinin yanında kalır. Diğerleri ise baba vasiyetini dinlemeyip hür topraklara aramak için yola çıkarlar. Kardeşlerden biri kuzeye yönelir, diğerleri ise Asparuh, Kuber ve Alcek güneye yönelirler. Ama kardeşler  birbirinden ayrılmadan önce kendi aralarında sözleşmişler – Bayan kızkardeşlerin yanında kalırken, diğer kardeşler yeni topraklar bulacaklar, daha sonra da Asparuh Bayan ve kızkardeşine ayağında altın ip bağlı bir kuş gönderecek, kaçabilmeleri işaret bu olacak. Daha sonra kardeşler Bayan’ı ve kızkardeşini bırakarak yola çıkarlar.
Fazla zaman geçmeden Huba’nın yanına bir güvercin gelir. Ayağında da altın ip. Daha önce sözleştikleri gibi Huba ve Bayan kötü Han’dan kaçarlar ve Tuna nehrine kadar ulaşırlar. Ne yapacaklarını bilemiyorlar.  Sadece güvercin onlara doğru yolu göstere bilecek durumdaymış. Onlar ise karşı kıyıya nasıl geçeceklerini bilemezler.  Bayan bir beyaz ip bağlıyor güvercinin ayağına ve bırakıyor güvercini uçsun diye. Tam o anda onları takip edenler çıkıyor ortaya ve onları avlamaya başlıyorlar. Bayan bir okla yaralanıyor ve tuttuğu ipin ucu kanından kırmızı olmaya başlıyor. O anda da karşı kıyıda Asparuh ve savaşçıları görünüyor. Hunlar onu görünce kaçışıyorlar. Asparuh Bayan ve Huba’ya yardım ediyor karşı kıyıya geçsinler diye ve askerlerinin yanına götürüyor onları. Bayan’ın elindeki ipi alıp, kırmızı ve beyaz tarafını bağlıyor. Daha sonra da Asparuh baba vasiyetinin dinlenmemesinin cezası olarak kanlarıyla ödendiğini haykırıyor. O zamandan beri de 1 Mart’ta kırmızı ve beyaz marteniçka’yla süslenmeye başlıyorlar. İnançlarına göre marteniçka’larla süslenmek onlara sağlık, mutluluk ve başarı getirecek.





Çok farklı rivayetler var marteniçkalarla ilgili. Ama günümüzde marteniçka’lar  1 Mart’ta takılıp, genelde bütün Mart ay’ı boyunca takılabilir.








Araştırıp Hazırlayan: Nesrin Köseoğlu/Pıtırlı



2 yorum:

  1. Emeğine sağlık ablacım, çok detaylı açıklamışsın. Renklerin temsil ettiği şeyleri biliyordum ama bu kadar detayı bilmiyordum. :)

    YanıtlaSil

 

My Graphic World Copyright ©Design by nesrin013